Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır
”Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır” derler büyüklerimiz.. Öyledir de aslında.. Kahve sohbetleri ve kahve keyifleri yüzyıllardır devam eden bir gelenek haline gelmiştir eskilerden günümüze.. Türk kültüründe önemli yere sahip olan ve Osmanlı İmparatorluğu zamanından günümüze uzanan en eski pişirme tekniğidir.. Pişirme tekniği, köpüğü, lezzeti, kendine has sunum şekliyle özel bir kimliği ve geleneği vardır Türk kahvesinin.. Telvesi ile birlikte pişirilmesi şüphesiz ki Türk kahvesinin antioksidan etkisini arttırmaktadır.. Sabah saatlerinde içilen bir fincan şekersiz Türk kahvesi zihinsel fonksiyonları destekleyerek konsantrasyon ve ezber gücünü artırdığını biliyor muydunuz? Bunlar ile birlikte bana göre en önemli faydalarından biri de aşıkların ve sevenlerin en mutlu günlerindeki tuzlu kahve anısı olarak hafızlarda kalması.. Ayrıca falcıların iş ortağı, ev hanımlarını gün arkadaşı, akşamdan kalanların yardımcısı, ofislerin vazgeçilmez dedikodu nedeni değil midir Türk kahvesi.. Günün her saati bizimle birlikte olabilme yeteneğine sahip nadir lezzetlerdendir.. Ben en çok yazın bittiği ve herkesin yavaş yavaş ayağını çektiği yazın o çok kalabalık olan Bodrum’un cennet koylarından birinde, sadece olmak zorunda olan objelerin görüntüsü ve sessizlikteki dalga sesi ile birlikte içtiğim o Türk kahvesini seviyorum.. Peki ya siz..?
Unutulmasın ki, hiç bir lezzet tesadüf değildir..